12 Aralık 2010 Pazar

Sıcak şarap... iyiki varsın...


...Huysuz ve tatlı kadını söylemeye başladı, akordiyondan usulca yayılan seslere eşlik eden nispeten ince sesi bütün salonu doldurdu. Bizler keyifle şarkılara eşlik ederken, şarkıcının yanındaki masada oturan kadın dönerek "huylu ve tatlı olsa daha iyi olurdu" dedi. Elindeki sigaradan bir nefes daha çekti ve "bir kadının hem elinde, hem yüzünde, hem dilinede yoksa evlerden ırak olsun " diye devam etti.

Kadınlardan çok çekmiş bir erkek edasıyla hemcinslerini nazik bir gülümsemeyle beraber bir kalemde harcarken,bir an yanına gidip huysuz ve tatlı kadınların aslında ne kadar güzel olduklarını anlatmak istedim. Kim arada huysuz değildi ki, sonunda tatlıya bağlıyabilmek de bir meziyetti aslında.

Neyse ki şarkıcımız akordiyonuyla öyle sarhoş olsam ki'yi söylemeye başladı ve hemen şarkıya uyarak bardağımın dolu tarafına cevirdim kafami. Kocaman şarap bardağının dibinde bir yudumluk canı varmışçasına bana bakan şarabımı yudumladım...

----------------------------------------------------------------------------------------------------------

Hava soğumaya başladığı zaman içimde bazen soğur, ne dışarı çıkmak isterim ne de soğuk bira tadında mekanlarda vakit öldürmek ..Neyse ki sıcak şarap hayatıma girdiğinden beri artık kışların benim için başka bir anlamı var. Kış yaklaştığı zaman bir an önce havalar soğusun ve sıcak şarap menülerdeki yerini alsın diye dört gözle bekler oldum.  


Bu Cumartesi aniden düşen hava sıcaklığıyla beraber  cadde’de sıcak şarap içilecek bir yer aramaya başladık..  Cadde’nin sonuna geldiğimizde  aramaktan yorulmuş, soğuktan büzüşmüş bir halde kapısında şarap evi yazan, dışarıdan bakıldığında ise pek bir şeye benzemeyen o’ben şarap evi'ne girdik.. İyi ki de girmişiz..

Tahta masaların sıralandığı, son derece loş ışıkları olan sıcacık bir mekanmış meğerse. Çok güzel bir şarap menüsü geldi, yiyeceklerse az ama öz denecek cinsten. Öyle insanın aklını karıştıran son dönemin modası rengarenk  bol resimli menülerden sonra yalın ve tam şaraplık.. Sıcak şarabı sona saklayıp mantarlı risotto ve ev yapımı süryani şarabı söyledik önce. Keman niyetine çalan gıygıy sesleri eşliğinde sabırla yemeğimizi beklemeye başladık, neyse ki inanılmaz geciken risotto harikaydı ve aç bir canavara dönüşmemi engelledi. Geciken yemek için hiç söylenmemiş olmamıza rağmen masamıza şef'in yollamış olduğu meyve tabağı geldi ve risotto geciktiği için bizden özür diledi. On kere seslendiğin halde yüzüne bakmayan garsonlardan ve elimi sallasam ellisi şeklinde müşteriye doymuş ultra pahalı lokantalardan sonra bu nazik davranışı için mutfağa gidip şefin boynuna sarılıp teşekkür etmek istedim. Yavaş yavaş yemeğimizin tadını çıkarırken gıygıy kemandan beter cıstak cıstak bir müzik başladı. Neye uğradığımızı şaşırıp şaraba sarıldık. Müzik de kötü olsun varsın, şarap harika nasıla derken cıstak cıstak müzik sustu ve  elinde akordiyonuyla güleç bir müzisyen içeri girdi.




Ve başladı bütün o eski dost şarkılar..kemanıyla bize bir ses verebilen, gölgede bir salıncakta sallanan sonra öylesine sarhoş olmak isteyen, papatya gibi beyaz ve ince bir akordiyondan bize doğru akan  o tanıdık melodiler, annelerimizin radyolarından gün boyu evlerimizin içine sızan, hiç dinlemediğimizi sansak da hep ezbere bildiğimiz bütün o eski şarkılar.. Bizde her hecesine eşlik ettik sıcak şaraplarımızı yudumlarken. İstanbul da içtiğim en güzel sıcak şaraplardan birisiydi, içmeye doyamayınca mecburen bir tane daha söyledim soğuğu bahane ederek. Değişiklik olarak sıcak şarabın içine bir adet keçi boynuzu koymuşlar. Asıl tercihim sıcak şarap ve tarçınlı kurabiyeden yanadır ama o kadar güzeldi ki, tadını keçi boynuzu veriyordur belki diye çıkarmaya korktum. Ara sıra gözüme batan keçiboynuzum, ben ve arkadaşım harika bir akşam geçirdik.
Yeni bir yer bulduğum zaman İstanbul’u tekrar seviyorum, bunca sene sonra bile hala keşfedecek yerler olması çok zevkli. Gerçekten samimi, sıcak ve olduğu gibi keyifli olan, sıcak şarap tadında yerler.. Kalabalığa henüz teslim olmamış, zevkli bir insanın eli değmiş yerler.. Eskiden keşfettiğim yerleri pek kimseye söylemezdim bozulmasın diye. Ama öğrendim ki istanbul da keyifli yerler her zaman keşfedilir!  Ben söylemesem de nice güzel mekanın kalabalık tarafından esir alındığını, içeri girilmez hale geldiğini gördüğüm için biliyorum ki burası da değişecek ama bu kışı sakince atlatırız sanırım.. Artık soğuk kış akşamlarında sıcak şarap içeceğim yer hazır, daha n'olsun...

Hiç yorum yok: