8 Mart 2012 Perşembe

Gunaydınnn Vietnamm!!!

Siz hiç sabah uyandığınızda kendinizi çok iyi hissedip <Günaydınnn Vietnammm> diye bağırmak istedinizmi veya konuşmanın anlamsız bir yerinde <beyaz tavşanı takip et> diye bir o kadar alakasız bir replik çıkıverdimi ağzınızdan bilmiyorum ama bana arada, mesela bu sabah gibi, olabiliyor. Pencereyi açıp söyle bir "günaydın vietnammm" diyesim geldi. Arka penceremin merkez komutanlığına baktığı düşünülürse çok akıllıca olmazdı sanırım.

Hatta geçmişte <carpe diem> yazarak neredeyse bir defter bitirmişliğim var. Mesela uzun bir ilişki sonrası hafıza silme methodlarını google'ladıysanız sizi bu tarafa alalım. Son yazdığıma yok artık diyorsanız burası dizi kahramanı ölünce helva kavrulan bir ülke. Havasından suyundan hepimize biraz bulaşmıştır belkide...

Yada hepsi filmlerin suçudur.. Bazı tepki ve replikler o duyguyu sana o kadar iyi veriyorki sanırım aynı duygu halinde o ifade şeklini tekrarlamak istiyorsun. Hatta bazı cümleler hissettiğin şeyi o kadar güzel ifade ediyorlarki ilk senin söylememiş olman çok yazıktır. Mesela < siz bir sebze bile olmazsınız bayım çünkü enginar bile bir kalbe sahiptir.> cümlesini ilk kuran insanın ben olmam gerekiyordu ama fransızlara kısmetmiş..

Kitaplar içinse durum daha farklı, hiç aklımda tekrarladığım bir replik kalan bir kitap yok. Ama o duyguyu yaşamak için bir kitapta okuduğum yeri bulup gitmişliğim çoktur. Mesela Foucoult sarkacı'nı göreceğim diye Pantheon'a gidip uzunca bir süre sarkaca bakıp o mu dönüyor ben mi sabitim diye hülyalara dalmıştım. Gerçi sarkaç hayal ettiğimin onda biri büyüklükte çıktı ama istifimi bozmadım. Adam ölmüş gitmiş sarkacı az daha büyük yapaydın bu kadarını ben salonda kurardım boşuna onca yol geldik diyecek halim yok.

Napalım herşey nasip kısmet yada neye niyet neye kısmet... Aniden ve Kötü biten filmler gibi oldu :)