20 Şubat 2011 Pazar

Kaç gün üst üste kebap yiyebilirsin?

Bunun bir yemek yazısı olması gerekiyor, çünkü son günlerde aklımdaki tek şey kebap. Sanırım üst üste batılı tarz menülerle fazlaca haşır neşir oldum. Makarna, et ve salata'dan başka bir şey olmayan menüler. İstedikleri tumturaklı adı koysunlar biftek, biftek'dir sonuç da. Halbuki kebap öyle mi? eti makinada geçmişse tadı başka, satır kıymayla yapılmışsa bir başka.. Kıymanın yağından, baharatına bir sanat bence.. Salata konusuna hele hiç girmeyeceğim, vitamini kaçmasın akımından sonra dışarıda yiyemez oldum. Yaprakları önüne bütün bütün koyup salata diyorlar ya, sinir oluyorum. Babam harika kaşık salatası yapardı, öyle ince ince doğrardı ki,sulu sulu, nar ekşili.. canım çekti.. olsada yesem..

Her akşam olduğu gibi o akşam da" eve gidince ne yemeli" konulu ve yemek tarifli yolculuğumdan sonra kendimi bizim evin köşedeki kebapçıda buldum. Aslında taşındığımdan beri o kebapçıyı kesiyordum ama girip yemeye cesaret edememiştim. Markete diye beni kandıran beynim market'in yanındaki kebapçıda soluğu aldı ve urfa'ya kavuştu. Zavallı kız karnının doyduğunu sanıyordu ama nefsi doymamıştı ve bunu kızdan saklıyordu. Günlerden cuma geldi çattı.

Ne yapsak diye konuşurken, ben rakı kebap diyiverdim. Zübeyir gibi ocakbaşı kıvamında az salaş bir kebapçı aramaya başladık ama anadolu yakasındakilerin hepsi lokanta kıvamında. Göztepe et lokantasına gitmeye karar verdik, daha önce bahçesinde oturmuştum güzeldi. Kış olduğu için bahçeyi kapatmışlar ve grupanya el attığı için içerisi fırsatçı dolu, oturduk ama mutlu olamadık. Bir menüye bir birbirimize bakarken utanç içinde kalkmaya karar verdik. Neden utanç içinde olduğumuzu hiç bilmiyorum, arkadaşım ne diyeceğiz derken garson memnun kalmadınız mı diye sordu. Evet, işte tam bu yüzden utanç içindeydik! Ağlayıp  boynuna sarılarak "Hayır, siz harikasınız sorun bizde"diyebilirdim biraz daha üstüme gelse. Arkadaşımsa "birini alıcaz" dedi aceleyle. Sonra çıktık; birini mi alıcaz, kendi gelemiyormuymuş diye dalga geçerek başa döndük.. Tamam, kebap ama nerede ? Orası mı burası mı diye dolanırken ben açlık sınırına geldim. Açlık sınırına geldiğimde içimdeki canavar ortaya çıkıyor. Hemen bir şeyler yemem gerek yoksa aç kalmama neden olan insanın vay haline!  Mesela bir kere ben çok açken wagamama'ya oturmuştuk. Çok açım ve aç kaldım, daha kötü ne olabilir? wagamama'dan çıkıp tost yiyince kendime gelmişim. Hala anlatırlar o günü, efsane gibi.. En son hatırladığım sahne ise; bir kebapçının önünde duruyoruz. Bana "buraya mı gireceğiz, eminmisin" diyor."N'olursun girelim, dayanamıyacağım, bir şeyler yemem gerek" diyecek kadar gözüm dönmüş. Tabi ki girdik, yoğurtlu kebap ve rakı söyledik. Garson ne rakısı diyene kadar nereye oturduğumun bile farkında değildim. Meğer "Hacı Başar" a oturmuşuz. Adı üstünde adam hacı bizim gibi zındıklara rakı mı satacak. Şikayet etme hakkım olmadığı için ama kebap şahane falan diye puan toplamaya çalıştım. Zavallı kız kebapa doyduğunu sanıyordu ama nefsi doymamıştı ve bunu kızdan saklıyordu..

Cuma yediğim rakısız kebap meğer beni kesmemiş, cumartesi akşamı ağıma başka bir arkadaşımı düşürdüm. Kendisi Adanalı ve anadolu yakasını çok iyi bilir. Beni "yusuf usta"ya götürdü. Mutluluğun resmini yapabilirim abidin! Kebap yanına 2 köz domates göz olsun onlar, 1 de köz biber ağız niyetine. Al sana mutluluğun resmi! Yusuf usta, vedat milör'e çıkmış meğer içerisi tıklım tıkış. Arkadaşım oranın gediklisi garson kapıda karşılıyor, bize bir masa ayarladılar. Son derece salaş ama sıcak bir yer. Fazla meze yok, kebapçı adam kebap satar demiş babası zamanında Yusuf'a.. Yusuf Usta bizzat ilgilenirmiş, servis yaparmış, öyle diyor arkadaşım. Ben gördüğümde kasada paraları desteliyordu, vedat milör duası asmış kapıya. Önce fındık lahmacunla, bıdık peynirli pide çıkıyorlar sahneye. Hoop birer lokmada miğde'ye.. Kebaplar bayağı büyük, cidden doyuyorsun. Ve çok güzeldi! Satır kıymadan yapıyorlarmış, sonunda rakı ve kebap buluştular, hemde benim miğdemde. Şiş falan da var mekanda ama konumuz kebap. Şarap'da dinlenmiş et hesabı, rakı'da dinlenmiş kebap yapsalar nasıl olur acaba? sohbet muhabbet derken bünyem kebaba doydu..3.günün sonunda!

Faydalanana Bilgi:
Kebap kelimesi aslında sümer dilinde geçen ve közlemek anlamına gelen "kabuba" kelimesinden gelir. Adana ve urfa kebabı arasındaki fark etin terbiyelenmesiymiş. Adana kebabında et terbiye edilmezmiş, urfa kebabında et terbiye edilirmiş. Türk askerlerinin kılıçları üstüne taktıkları et'i ateşte közlemesinden ortaya çıktığı rivayet edilir. Ama tarihçesi daha eskidir; pers hükumdarı Darius’ un savaşa gitmeden önce kızarmış et parçalarını kalın bir şişe geçirerek askerlerine güç gösterisi yaptığı söylenir. Türk mutfağında 113 çeşit kebap varmış, mesela Saray Mutfağında Süd kebapı yapılırmış; şiş'e geçirilen et yavaş yavaş pişerken etin yağı altta içi pirinç dolu tencereye akıyor ve pilav'da bu şekilde pişiyor, süper fikir..kebap pilavı.. Bundan önceki hayatımda umarım sarayda çeşnicibaşıyımdır :)


Dipte Not:
1... anadolu yakasında ocakbaşı açığı var, girişimcilere sesleniyorum
2...nette yusuf usta polemiği var, mekan salaş, ucuz değil ama kebap harika. Az içip midesi dolunca hesaba bakmayanlara :)) 20lik rakı,2 kebap,bir iki ıvır zıvır 85 ödedik
3...bu gece rüyamda süd kebabı görme ihtimalim %76.4

Hiç yorum yok: