11 Temmuz 2015 Cumartesi

Selective attention


Kas yaparken göz çıkartmak... Nereden çıkıyor bu atasözleri? Ilk söyleyen adamları bulup bir sormak istiyorum ne yaşadın be kardeşim diye... Eski Türklerde Kaş yapmak bir atasporuymuş.. Gözünü çıkartan da şampiyon olurmuş... İşte o zaman şampiyon benim! Vuhuuu!!! hep birşeyi çok iyi yapıyor olduğumu biliyordum. Sonunda buldum! Kaş yaparken göz çıkarmak! İşte bu...

Şimdi bir bilgi varsa paylaşmak gerek. O yüzden know how'ımı sizinle paylaşayım. Öncelikle iyi niyet gerekiyor. Yoksa zaten Kaş yapıyor olmazsınız. Tüm iyi niyetinizle bir işe başlayasınız ki bir noktada istemsiz bir şekilde karşınızdaki insanın hassas bir noktasına ki burada bu göz oluyor, ani bir hareketle kalemi batırasınız. Sonra zaten karşıdaki can havliyle kaçarken elinizdeki kalemi sallaya sallaya ama Kaş... iyi olurdu belki...

Işte bunlar hep iletişimsizlik ama bizde haklıyız. Evrim hiç birimize çevremizdeki verileri tam olarak anlama yetisi vermemiş. Tüm bilgilerimizi geçmiş deneyim ve o anki ruh halimize uygun uyaranları algılayıp, diğerlerini görmezden yaşıyoruz. Çevrenizde var olan verilerin ne kadarını gözmezden geldiğimizi bir deneyde izledim. izleyicilere birbirine pas atan iki gruptan beyaz olanların pas sayısını sayma görevi veriliyor. Siz sayarken ortadan bir goril geçiyor ve insanlar bunu farketmiyor!Bir başka deneyde deneklere bir form veriliyor formu veren adam arada değiştiği halde insanlar burunlarının ucunu bile farketmiyor. O kadar kendi dünyamızla sınırlıyız ki... Acaba neleri kaçıriyoruz?

bu kadar çok veri olunca beyinde haklı bi yerde. Kendisinin ana görevi sizi hayatta tutmak. Hayatınızın nasıl oldugu onu ilgilendirmiyor. Herşeyi sadelestirmek üzerine kurulu sistem. Mesela bir insanla tanıştın, yeni bir yere gittin, beyin iki dakikada onu Arşivdeki en yakın  grubunun içine atıyor. Kalk şimdi yeni dosya aç falan zor işler bunlar. Ya ne var bi kere de usenme aç bi yeni dosya... iki kaşık daha yemek yer yeni nöron bağlantılarını da yaşatırım iş mi... Yok dinlemiyor... Bin Yıllık evrim sonuçta... sen daha iyi bilirsin napalım...

Ne kadar cok konusmak istersem konuşmak o kadar gereksiz  geliyor... özelliklede bir şey anlamak ve anlatmak istiyorsanız, Nasılsa herkes sadece önceden düşündüğü fikir doğrultusunda verileri algılayacak. O zaman bırakalım istediklerini dusunsunler...













Hiç yorum yok: