Bugün dünya hakkında ne kadar az şey bildiğimi bir kez daha öğrendim. Muhakkak görülmesi gerekenler listemiz bile bize dergilerden, tur şirketlerinden, sınırlı çevremizden pompalanan bilgilerden ibaret. Sanıyoruz ki Dünya'da muhteşem birşeyler varsa bu iletişim çağında elbet bize ulaşır. İstanbul'a gelen binlerce turist'in Hattuşa'dan, Nemrut'dan, Kommagene Krallığı'ndan haberi olmaması gibi bizimde pek çok şeyden haberimiz yok.
Sigiriya MÖ 477- 495 yılları arasında hüküm süren kral Kasyapa Tarafından yaptırılmış ama benim içim sadece 2 haftadır var. Kral Dhatusena'nın asil kandan gelmeyen oğlu Kaspaya kral olmak için babasını öldürmüş ve kraliyet hakkına sahip olan kardeşi Mogallana nın hindistan'a kaçmasını sağlamış. Kardeşinin geri geleceğinden korktuğu içinde kraliyet merkezini doğal bir kaya blogu olan sigiriya'ya taşımış. 200Mtik kaya bloğunun üzerine sarayını inşa etmiş. Sigiriya "Aslan'ın taşı" demek. Kaya bloğu aslan şeklinde oyulmuş ve ağız kısmına'da giriş yapılmış. Bugün sadece giriş'in iki yanındaki aslan'ın pençelerini görebiliyoruz. Dik merdivenlerden tepe'ye ulaşılıyor. Tepe'de eskiden Saray'ın olduğu alanı ve havuzları görebilirsiniz. Hem kayanın yukarısındaki hem de aşşağısındaki Saraylarında havuzlar var. Saray'da 500kadar kadın olduğu söyleniyor, Kaya'dan oyulmuş tahtına oturup havuzlarında yüzen kadınları izlemeyi severmiş kendileri. Kralımızın
Zevk ve Sefa için'deki hayatı 18sene sürmüş. Abisi Hindistan'dan
topladığı Ordusuyla gelip yenince intihar etmiş. Bugün Saray'dan geriye kalan en önemli eserler saraydaki kadınların duvar resimleri. Şu ana kadar gördüğüm en estetik Kaya resimleri.
Kaya
resimlerinin olduğu mağaradan "ayna" duvar'ı denilen bir koridor'a
çıkıyorsunuz. Koridor'un duvar'ı karşıyı yansıtacak şekilde cilalandığı
için "ayna"duvarı deniliyor. Duvar'ın bir özelliği'de üstündeki duvar
yazıları. Yüzyıllar önce'de insanlar gittikleri yerlerde duvar'a yazı
yazıyorlarmış. Eski sri Lanka'ca duvar yazıları var. Bu da sigiriya'nın
eskiden de bir ziyaret merkezi olduğunu gösteriyor.
Sigiriya terk edilince kaya bloklarının altındaki
mağaralar Budist rahipler tarafından kullanılmış,
mağaralardaki kadın resimleri ise ibadetlerini engellediği için kapatılmış,
sonrasında ise tamamen terk edilmiş. Bugün binaların hiçbirisi yok ama
inanılmaz büyüklükteki granit kayaların üzerine örülmüş tuğlaların bir
kısmını görebiliyorsunuz. Doğal granit kayaların arasındaki merdivenler
ise gece karanlıkta görülebilmesi ve fazla ısınmadığı için beyaz
mermerden yapılmışö 1202 basamakla tepeye çıkılabiliyorsunuzç Eğer size eşlik eden yerel bir rehberiniz yoksa ziyarete gelen yüzlerce insan arasından tepeye çıkmak saatlerinizi alabilir
Sri lanka'daki kadar halkın atalarından kalan yerleri, tapınakları ziyaret ettiğini hiç görmedim. Anarapura, dambula Sigiriya'da hep inanılmaz bir insan kalabalığı vardı. Dolunay zamanı bütün ülke tapınaklara gitmek için yollara düşmüş gibi. Keşke bizde ülkemizden geçen onca medeniyetten kalanlara sahip çıkabilsek
DAMBULA
Sigiriya'dan sonra zaman kısıtlı olduğu ve ben herşeyi birden görmek istediğim için Dambula'ya gitmek için yola çıktık. 2,5 saatlik bir araba yolculuğundan sonra Altın buda'nın olduğu tapınağa daha da önemlisi yukarıdaki Dambula mağaralarına ulaştım. Dambula doğal kaya içine oyulmuş en etkileyici tapınaklardan bir tanesi MÖ 3.yy'da yapılmış ve o günden bu zamana aralıksız olarak yaklaşık 22 yy'dır kullanılmış. Kaya odaların içerisinde farklı boyutlarda Buddha heykelleri yer alıyor.Tavan ve duvarlar da ise duvar resimleri var. İçerideki hafif loş ışık ve heykellerin büyüleyici etkisiyle gördüğüm en mistik tapınak. İçerisine girdiğiniz an tarif edemediğim etkileyici bir güzelliği var Buddha heykellerine bakarken en önemli ayrinti ellerin pozisyonu Daha fazla bilgi için bu linke bakabilirsiniz
http://fengshui.about.com/od/use-of-feng-shui-cures/ss/Buddha-Hand-Gestures-Placement-Buddha-Home.htm