7 Kasım 2015 Cumartesi

The road not Taken

The road not taken... 

I took the one less traveled by,
And that has made all the diffirence- ROBERT FROST

Bu şiir'le lise'de bir ders kitabında tanıştım. O kadar etkilenmiştim ki... 13-14 yaşlarında önünde kocaman bir hayat olan ve bununla nasıl başa çıkması gerektiğini bilmeyen bir çocuk için duyduğu sözler, okuduğu kitaplar, dinlediği şarkılar... Hepsi ilham kaynağı olabiliyormuş. 

Yıllarca kime ait olduğunu bilmeden aklımda kalan ana fikri kendimce tekrarladım durdum... Aklımda hep daha az gidilmiş yoldan gitmem gerektiği kaldı. Ne zaman bir seçim yapmam gerekse hep daha ilginç bulduğumu seçtim. Anadolu lisesinde okuduğum halde dil okumayı seçmem. Dil okurken İngilizce yerine İtalyanca'yı seçmem, tenis yerine Dağcılık, Yamaç paraşütü'nü seçmem, emekli olunca değil çalışmaya başlamadan gezmeliyim deyip aylarca uzakdoğuyu dolaşmam... 

Seçimlerimi yaparken bana hep "çok olanı" değil "az olanı" tercih et dedirten bir iç sese dönüşen bir şiir... Üniversite yıllarında tesadüfen tekrar karşıma çıktı, Robert 
Frost yazmış. Seçimlerimden mutlu mesut kendisine bana cesaret verdiği için teşekkür ettim.

Hayat ilerledikçe seçtiğim farklı yollar beni farklı bir yere çıkarmadı. Alçak Frost... Anadolu lisesinde okuyan iyi bir MF'ci olup İTÜ tekstil'i seçseydim de şu an ki işimi yapıyor olacaktım. Tenis oynasaydım şu an en azından hala haftada bir gidebilirdim ama dağcılık ve yamaçparaşütü sadece bir anı...Seçtiğim patikalar herkesin olduğu anayola çıkınca kendisinin benim için bir şiir daha yazmış olduğunu farkettim. "The wall"... 

Ama asıl vurucu darbe çok sonra geldi... Hiç beklemediğim bir anda... Aniden... 

Sanırım patikalar ana yola çıkınca Frost'a küsmüştüm ki bir daha şiiri ne hatırladım ne okudum. Saçmasapan bir an'da bir resmim altında "The road not Taken" yazıyordu...Gerçi gayet herkesin yürüdüğü artık aşınmış bir yoldu ama eskiden düşlediğim bütün o patika yollar geldi aklıma. Şiir'i tekrar okudum...

Bu sefer bir farklı geldi... Daha önce o kadar inançla okuduğum cümleler bana başka Şeyler söylüyor olamazdı.. Yok daha neler... İki patika'da aynı oranda mı yürünmüş... 

Yorumları açtım... Okudum... Şiiri bir daha okudum... Sonra yorumları...

Bir seyyah iki yolun birleştiği yerde duruyor, ama iki yolda aynı oranda yürünmüş. Yani iki patika'da aynı. Romantik bir ağaçların arasına gizlenmiş daha az gidilmiş bir yol hayali yok. Ama adam yıllar sonra kendi yolunun farklı olduğunu idealize ediyor. 

Daha az yapılanı yap, daha az gidilen yoldan git farklı sonuçların olsun dememiş kimse. Hadi gül gibi Anadolu lisesinde MF'yi seçmedin bari İngiliz dili edebiyat'ı okusaydın ya... Şiiri derste falan işlerdiniz daha önce uyanırdın. Zaten naparsam yapayım anayola çıktığımı farkettim de baştan beri anayoldan gitseydim yoldaki bonusları toplardım belki. 

Zaten seçim yaptığını sanmak delilik... Özgür irademiz olduğuna inandırılıyoruz. Ama seçerken ne geçmişteki deneyimlerinden özgürleşebiliyorsun ne de sonucunda ne olacağını biliyorsun.  Hani belki adam öldürürsen sonucunda hapse gireceğini bildiğin için kısmen seçim sayılabilir.. Yoksa ne olacağını bilmeden nasıl seçmiş olabilirsin ki? 

En iyi bildiğimizi sandığımız şeyleri aslında ne kadar da bilmiyoruz...