21 Ocak 2013 Pazartesi

Paranoya...


Ocak ayı olmuş hava dalga geçer gibi güzel.. Ama bir türlü inanıp güvenemiyorum ki sana.. Hani güneşli gibi gözüküp tam ben dışarı çıktığım an birdenbire yağmur bastırırsa… Sanki havanin bana garezi var.. Hmmmm.. Belki de vardır? Neden olmasın..

Sanırım büyük şehirde yaşamak insanı paranoyak yapıyor. Cadde bomboş olsa, üstüne yeşil ışık yansa genede karşıya koştura koştura geçerim muhtemelen. Bana verilmiş olan 2dakikayi tam kullanıp sallana sallana karşıdan karşıya gecmişliğim bile yok şu hayatta. Ya bir anda manyağın birinin hız yapası tutarsa? Bütün arabalar durmuş gibi gelebilir hatta durmus bile olabilirler ama gene aynı manyak çıkıp arkadan vurup zincirleme kaza fln.. Neden olmasın?

Nitekim caddede sakin sakin yürürken sarhoşun teki yanımdan hızla geçip ağaca toslamıştı, kaldırıma çıkıp beni puan toplama hesabına önüne katmadığına şükrettim.

Fonda devamlı bir paranoya müzigi, dım dım dım dım dım… Hepimiz Leman’daki kıllanan adama benzemeye basladık. Mesela bugün bir mozaik pasta yedim. Onu bile afiyetle yiyemedim. İçimde bilinçli tüketici pişmanlığı.. Aldığım kalorilere mi yanayım, günlerce bozulmayan mozaiklerin içine kimbilir ne kadar koruyucuydu kimyasaldi koydular ona mı yanayım, besleyici hiçbir özelliği yokmuş ona mı üzüleyim.. Madem sırf yağ ve şeker yedim, neden bu kadar güzel ki?  Kesin içine seratonin salgılatan kimyasallar koymuşlardır!!! Pis tırtıl hain tırtıl!!

Sanki hergün matrix’de yaşıyorum renk renk hap atıp, kendimi mutluyum sanıyorum.. Hayır madem bi nevi matrixdeyim Where is Neo?